Hayaller Ve Gerçekler
Aile kurumunun temeli, evlenmek üzere olan iki insanın birbirini seçmesiyle, tercih etmesiyle atılır. İsabetli bir tercih için Allah Rasulü (A.S.) çok önemli esaslar öğretiyor bize. Bunun yanısıra, bizim yapımızı, bize uygun olanı, tecrübesiyle ve feraset nazarıyla görebilen büyüklerimiz de var. Onların tavsiye ve yönlendirmeleri de hayati önem taşıyor sağlam bir aile kurabilmek için.
Ailenin temeli olan karı ve kocanın birlikteliği, esas olarak kalpte, gönülde başlar. Evlenecek olan iki insan, her şeyden önce birbirlerini gönüllerinde kabul ederler. Yani iki insanın birbirini istemesi, benimsemesi esas. Ne var ki, evliliğin en kritik noktası da bu. Kendine ve hayata dair tecrübesi çok sınırlı olan iki genç insanın, zamanla değişme ihtimali bulunan beğeniler ve arzular üzerine attıkları bu temel gerçekten sağlam olabilir mi?
Gerçekten de hayatın bir döneminde fazlaca öne çıkan bir istek zamanla önemini yitirebiliyor. Karşımızdaki insanla ilgili bugünkü beklenti ve taleplerimiz, yaşadığımız sosyal, kültürel, maddi vb. değişikliklerle birlikte tamamen değişebiliyor. Özellikle kadına da erkeğe de zengin kıyaslama imkanı ve ortamı sunan modern hayat, bu değişmeyi adeta kaçınılmaz kılıyor. Bugünkü Batı’da yaşanan ve artık ülkemizde özellikle büyük şehirlerde kendini göstermeye başlayan ailevi çözülmenin temelinde, burada zikretmediğimiz çeşitli sosyal ve kültürel etkinin yanısıra bu değişkenlik yatmıyor mu?
Peki, bunca değişkenliğe rağmen kalıcı bir evlilik nasıl olabilir? Sağlam bir aile nasıl kurulabilir?
0 yorum:
Yorum Gönder