Efendim, yaşımız azıcık geçkindir amma velâkin teknikle, icat ve yeniliklerle epey haşır-neşir sayılırız. Yalınız son zamanlarda şu cep telefonu denen nesne canıma tak etti desem yalan olmaz. Teknik buysa, ben keklik olmayı tercih ederim muhterem kaariler.
Cemiyetimizi trafik, hastane, televole ve adaşım Muhtar felaketlerinden sonra, bu defa da cep telefonu afeti sarstı. Bakıyosunuz bi toplantının en can alıcı yerinde bir ciyaklama-viyaklama sesi! Nooluyor? Birilerinin cep telefonu çalıyor… Eee, elbette vatandaşımız utanmıyor, aksine hepimizin her dakika Amerikan prezidantları gibi mühim işlerimiz olduğundan, başlıyor konuşmaya… Fısıldasa öpüp başımıza koyacağız, mübarek sanki hamamda gazel okuyor.
Alın size başka bir vak’a: Bendeniz bir gün insanların birbirine yabancı olarak binip, son durakta akraba olarak indikleri bir belediye otobüsüne binmiştim. Baktım, bir genç elinde cep telefonu geçtiğimiz durakları birilerine söyleyip duruyor: “Abi, evet Tahtakapı’dan geçtik. Haaa, tamam gördüm, Cansade durağının kenarında şişko simitçi duruyo. Abi şimdi de… bakıyim, tabelada Sedefçiler yazıyor. Senin arabana burda kedi çarpmamış mıydı abi?” Genç bu şekilde bütün durakları saydı, son durakta indiğinde bir de ne göreyim, adam resmen cep telefonu antenini kulak karıştırmada kullanmıyor mu! Pes doğrusu!
Elbette Reha üstadınız kâmil insandır, öyle hemencik kızmaz. Fakat başka bir hadise beni iyice çileden çıkardı, hatta fileye soktu:
Efendim, bir vakit eski bir dostu ziyaret için başka bir şehire seyahat edeyim dedim. Bindik ceylan gibi bi vasıtaya, yola revan olduk. Her şey hoş güzel. Otobüs sahipleri milletimizin yazı okumaktaki maharetini bildiklerinden, her cama tava kadar iki resim asmışlar. Üstteki resimde bir adet sigara üzerinde kırmızı bir çarpı var. Alttakinde de bir adet cep telefonu üzerinde kırmızı bir çarpı var. Ne demek yani? “Sigara içerken cep telefonu kullanmayınız”, veyahut “cep telefonu ile konuşurken sigarayı ağzınızda tutmayınız, alimallah dudağınız yüzünüz külbastı olur” manasında.
Haa onu ben öyle anlamadım, amma adamın biri öyle anlamış olacak ki, çıkardı kasketinin altından cep telefonunu. (Bilader bu cep telefonuysa, cebinden başka bi yere niye koyarsın ki?) Birilerine pek mühim şeyler söylüyor. Umumiyetle üç kelime kullanıyor muhterem vatandaş: “Haa”, “tabii”, “yoo”… Adama hayran kalmamak elde değil, zira daha Evropa memleketlerinde bile ağzını ve beynini bu kadar iktisatlı kullanan şahıslar görmek mümkün değil.
Neyse, muavin efendi vatandaşın yanına gitti, ikaz etti: “Abi, cep telefonu otobüsün frenlerini kilitliyor, lütfen kapatır mısın?” Vatandaş, şaşkınlık içinde bir muavine bir de elinde yalancı dolma gibi tuttuğu cep telefonuna baktı. Sonra sakince telefona eğildi, karşıda kimle konuşuyorsa dedi ki: “Abi, benim cep telefonuyla konuşmam yasakmış. Sen konuş ben dinliyom!”
Tabi muavin çocuk damdan düşmüş tavuk gibi dondu kaldı. Sonra yeniden daha tafsilatıyla aynı ikazı yaptı. Adam ne yapsa beğenirsiniz? Bu kez karşı tarafa “Abi benim konuşmam yasakmış, dur bi dakka” deyip, telefonu muavine uzattı: “Madem benim konuşmam yasak, tut şunu. Ben söyliim, sen dediklerimi karşı tarafa anlat!”
Efendim, bu şikayetlerimize bakıp beni moderin teknik düşmanı birisi asla addetmeyiniz. Bendeniz televizyon da seyrederim, gazlı kalem de kullanırım. Amma edepleri ellerindeki telefondan bile daha küçük olan ademlere hiç tahammülüm yoktur vesselam!
0 yorum:
Yorum Gönder