Ashabı Anlatıyorlar
Hz. Ali (R.A.): Ben Rasulullah (A.S.)’ın ashabında öyle güzel haller gördüm ki, şu anda onlara benzeyen hiç kimseyi göremiyorum. Onlar, geceyi ibadet ve taat içinde geçirir, sabaha bitkin, yorgun ve sararmış bir halde çıkarlardı. Ayakta veya yan üstü yatarken Allah’ın kitabını okuyarak gecelerlerdi. Yanlarında Allah’ın ismi zikredilince, rüzgarlı bir günde ağaçların sallandığı gibi sallanır, zikrin cazibesine kapılırlardı. Allah’a yemin ederim ki onlar, Allah aşkından elbiseleri ıslanıncaya kadar ağlarlardı. Vallahi şu anda gördüğüm topluluk gaflet içinde gecelemektedir. (Ebu Nuaym, İbnu Kesir)
Abdullah b. Ömer (R.A): Kim sünnet üzere bir hayat sürmek isterse, Allah Rasulü (A.S.)’nün ashabı gibi yaşasın. Onlar bu ümmetin en hayırlılarıdır. Onlar, kalpleri en güzel, ilimleri en derin ve geçimleri en kolay kimselerdir. Onları Yüce Allah, şerefli Peygamberinin sohbeti ve dininin gelecek nesillere nakli için seçmiştir. Ey insanlar! Siz de onların ahlakına yapışın, onlar gibi olmaya çalışın. Hiç şüphesiz onlar dosdoğru hidayet yolu üzerindedirler. (İbnu Abdilberr)
Hasan el Basri (Rh.A.): Bir grup insan, Tabiun’un büyüklerinden Hasan el Basri (Rh.A.)’ye gelerek: “Bize Allah Rasulü (A.S.)’nün Ashabından bahseder misin?” diye sordular: Büyük imam ağladı, sonra kendini topladı ve şöyle anlattı:
“Onların yüzlerine bakan hayır alametleri görürdü. Hallerine bakan ise hidayet, güzellik ve doğruluk bulurdu. Onlar, iktisat edip gayet sade giyinirlerdi. Tevazu içinde yürürlerdi. Anlatacaklarını daha çok işleriyle anlatırlardı. Helalinden yer ve içerlerdi. Taat içinde Allahu Tealâ’ya boyun eğerlerdi. Sadece Allah için sever, Allah için kızarlardı. Allah rızasından başka bir dertleri yoktu. Bu uğurda insanların kendilerine kızmasına hiç aldırış etmez, ciddiye almazlardı. Kızınca haddi aşmazlardı. Hiç bir halde Allah’ın Kitabında beyan ettiği hükmün dışına çıkmazlardı. Dilleri hep zikirle meşguldü. Allah yolunda canlarını ve mallarını vermekten kaçmazlardı. Allah’tan başka kimseden korkmazlardı. Ahlakları güzeldi. Geçimleri kolaydı. Dünyada az ile yetinirler, hep ahirete yönelirlerdi.” (Ebu Nuaym)
Ahmed. b. Hanbel (Rh.A.): Apaçık sünnetten öğrendiğimize göre bize düşen şudur: Allah Rasulü (A.S.)’nün Ashabını hayırla anıp, hep iyiliklerini zikretmek. Onların aralarında meydana gelen ihtilaflara karşı sükut etmek. Kim Allah Rasulü (A.S.)’ın Ashabı hakkında ileri-geri konuşur, yahut onlardan birini kötüler veya şerefini zedeleyecek bir söz ederse o kimse bid’atçı, çirkin ahlaklı ve hakka muhalif bir kimsedir. Allah onun hiç bir hayrını kabul etmez. Halbuki onları sevmek, onlara dua etmek Hakka yakınlık vesilesi, onlara uymak kurtuluş sebebi, onların gidişine uymak bir fazilettir. (Ebu Ya’la)
Abdullah b. Mesud (R.A.): Allahu Tealâ kullarının kalplerine nazar etti, içlerinde en hayırlı kalp olarak Hz. Muhammed (A.S.) Efendimizin kalbini buldu. O’nu kendisi için seçti ve Peygamberi olarak gönderdi. Allahu Tealâ sonra diğer kulların kalbine nazar etti, Rasulullah’ın ashabının kalplerini en hayırlı kalp buldu ve onları dinini yaymada Peygamberine yardımcı yaptı. Müslümanların güzel gördüğü bir şey Allah katında da güzeldir. Onların kötü gördüğü bir şey, Allah katında da kötüdür. (Ahmed, Beğavi)
0 yorum:
Yorum Gönder