728x90 AdSpace

Esrarengiz Tarih
Duyurular .....Sitemize Hoş Geldiniz.....
15 Kasım 2014 Cumartesi

Emelleri kısaltmak

17:28
Emelleri kısaltmak
Hz. Peygamber s.a.v., Abdullah b. Ömer r.a.’a hitaben şöyle buyurmuştur:
“Sabahladığında nefsine akşamlayacağını, akşamladığında sabahlayacağını söyleme! Hayatında ölümün için, sıhhatinde de hastalığın için tedarikli ol! Ey Abdullah! Muhakkak ki sen yarın isminin ne olacağını bilmezsin.”
Hz. Ali k.v., Peygamber s.a.v. Efendimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
“Sizin için en fazla korktuğum şey nefsinizin isteklerine tabi olmanız, tûl-i emel (uzun yaşama hayali) beslemenizdir. Nefsin hevasına tabi olmak (kibirlenip) halktan uzak durmaktır. Tûl-i emel de dünyayı sevmektir.”
Sonra şöyle dedi: “İyi bilin ki Allah dünyayı sevdiği kimseye de, buğzettiği kimseye de verir. Fakat bir kulunu sevdiğinde ona imanı verir. Muhakkak ki dinin evlatları vardır. Dünyanın da evlatları vardır. Siz dinin evlatlarından olunuz. Dünyanın evlatlarından olmayınız. Elbette dünya arkasını çevirdi, gitmek üzeredir. Muhakkak ki içinde hesap olmayan bir çalışma gününde bulunuyorsunuz. Muhakkak ki içinde amel ve çalışma olmayan bir hesap gününe yaklaşmış durumdasınız!”
Ümmü Münzir r.a. şöyle rivayet eder: Hz. Peygamber s.a.v. bir akşam halka baktı ve şöyle dedi:
– Ey insanlar, Allah’tan utanmıyor musunuz?
– Ey Allah’ın Rasulü! Niçin utanalım, dediler.
– Yemeyeceğinizi topluyor, elde edemeyeceğinizi umuyorsunuz. İçinde oturmayacağınız binalar inşa ediyorsunuz. Ey Ademoğulları! Eğer aklınız yetiyorsa kendinizi ölülerden sayın. Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki size vaat edilen ölüm muhakkak başınıza gelecektir. Siz ona engel olamayacaksınız.
Hz. Peygamber s.a.v.’in bir gün ashabına şöyle sorduğu rivayet edilmiştir:
– Hepiniz cennete girmeyi sever misiniz?
– Evet ya Rasulullah, dediler. Şöyle buyurdu:
– Emelinizi kısaltınız, ecellerinizi gözlerinizin önüne getiriniz. Allah’tan hakkıyla utanınız! (Bu takdirde cennete girersiniz).
Hz. Peygamber s.a.v. duasında şöyle derdi:
“Ey Allahım! Ahiretin hayrını engelleyen dünyanın şerrinden sana sığınıyorum. Ölümün hayrını engelleyen bir hayattan sana sığınıyorum. Amelin hayrını engelleyen bir emelden sana sığınıyorum.”
Abdullah b. Sâmit rh.a. şöyle anlatır: Babam vefat etmeden önce şöyle dedi:
“Ey sıhhatine aldanan kişi! Hastalıksız ölen hiç kimse görmedin mi? Ey ömrünün uzunluğuna aldanan! Azıksız yakalanan birini görmedin mi? Eğer bunu düşünsen geçmiş zevklerini unuturdun. Acaba sıhhatine mi, ömrünün uzunluğuna mı aldanıyorsun? Ölümden emin mi oldun ya da ölüm meleğine karşı cesaret mi gösteriyorsun? Ölüm meleği geldiğinde, malın ve servetin onu senden uzaklaştıramaz. Hanendeki nüfusun çokluğu da onu engelleyemez. Bilmez misin, ölüm saati üzüntülü ve sıkıntılıdır, pişmanlıktır. Allah ölümden sonraki hayat için çalışan kuldan razı olsun! Allah o kuldan razı olsun ki, ölüm gelmeden önce hazırlanmıştır.”
Abdullah b. Salebe r.a. şöyle demiştir: “Sen gülüyorsun ama belki de kefenin dokuma tezgâhından çıkmış bulunuyor!”
Muhammed b. Ali ez-Zâhid rh.a. şöyle anlatır:
Kûfe’de bir cenazeyi teşyi ettik. Bu teşyie Davud-u Tâî k.s. da katıldı. Cenaze defnedildikten sonra Davud ayrılıp bir köşeye oturdu. Ben de gelip ona yakın bir yere oturdum. Davud şöyle dedi:
“Kim azaptan korkarsa, uzak onun için kısalır. Kimin emeli uzarsa ameli zayıf olur. Her gelecek yakındır. Ey kardeşim! Bil ki seni Rabbinden alıkoyan her şey senin için uğursuzdur. Bil ki bütün dünya ehli kabir ehlindendir. Onlar geride bıraktıkları için pişman olacaklardır. Önden gönderdikleriyle sevineceklerdir. Kabir ehlinin pişman olduğu şeyler için dünya ehli boğuşur, birbirlerini kıskanırlar, mahkemelere şikayet ederler.”
Ömer b. Abdülaziz rh.a. bir hutbesinde şöyle demiştir:
“Muhakkak dünya sizin esas eviniz değildir. Allah onun hakkında yok olmayı takdir etti. Onun ehli hakkında da ondan göç etmeyi yazdı. Dünyayı imar eden nice insan var ki, yakında dünyadan göç edecek. Allah size rahmet etsin!
İyilik yapınız ki buradan en güzel şekilde Allah’a göç edesiniz! Muhakkak ki azığın hayırlısı takvadır. Dünya kısalmış gölge gibidir. Ademoğlu dünyada gözü yaşsız olduğu haldeyken, ansızın Allah Teâlâ onu çağırır, eserlerini ortadan kaldırır. Onun zenginliklerini başkalarına verir. Dünya zarar verdiği kadar sevindirmez. Dünya az sevindirir, çok üzer.”
Hz. Ebubekir r.a. bir hutbesinde şöyle demiştir:
“Yüzleri güzel ve pırıl pırıl parlayan kimseler, gençliklerine meftun olanlar şimdi nerede? Şehirler kuranlar, onları surlarla koruyan padişahlar nerede? Savaş meydanlarında muzaffer olanlar nerede? Zaman onların hepsini yere serdi. Onlar kabirlerin karanlıklarına büründüler. Acele edin, derhal kurtuluşa koşun, kurtuluşa!”

0 yorum:

Yorum Gönder

Sponsor

Esrarengiz Tarih
 
Footer'ı Göster