Böyle buyurdular
Hasan Basrî k.s. ölüm hakkında şöyle demiştir: “Ölüm dünyayı rezil etti! Hiçbir akıllıya dünya ile sevinmeyi bırakmadı!”
Rebî b. Hayseme rh.a. de şöyle buyurmuştur: “Mümin kişinin beklediği hiçbir hadise, onun için ölümden daha hayırlı değildir.”
Ebu Bekir Muhammed rh.a., “İbn Sîrin rh.a. hazretlerinin yanında ölümden bahsedildiğinde onun azaları tutulur, sanki dumura uğrardı.” demiştir.
Ömer b. Abdülaziz rh.a. her gece alimleri bir araya getirir, ölümün, kıyamet ve ahiretin müzakeresini yapar, sonra sanki önlerinde bir cenaze varmış gibi ağlardı.
İbrahim et-Teymî k.s. şöyle demiştir: “İki şey vardır ki benden dünya lezzetini kestiler: Ölümün bahsi ve Allah Tealâ’nın huzurunda hesap için durmak!”
Ka’b rh.a. şöyle demiştir: “Kim ölümü tanırsa onun için dünyanın musibet ve üzüntüleri kolaylaşır!”
Abdullah ibn Mutarrıf rh.a. da şöyle anlatır: Rüyamda birinin Basra Camii’nin ortasında şöyle dediğini gördüm: “Ölümün anılması, Allah’tan korkanların kalplerini parçaladı. Allah’a yemin ederim onları sersemlemiş olarak görüyorum.”
Ebu Hânî Eş’as k.s. şöyle demiştir: “Hasan Basrî k.s. hazretlerinin sohbetine devam ederdik. Onun sohbeti cehennem, ahiret ve ölümü hatırlatmaktan ibaretti.”
Safiyye rh.a. şöyle diyor: “Bir kadın Âişe r.a. validemize kalbinin katılığından şikayet etti. Âişe r.a. şöyle dedi:
– Ölümü çokça hatırla, ölümü çokça hatırla! Kalbin yumuşar, incelir.”
Hz. İsa a.s.’ın yanında ölümden bahsedildiğinde derisinden sanki kan damlardı.
Hz. Davud a.s.’ın yanında ölüm ve kıyametten bahsedildiğinde eklemleri birbirinden ayrılacak dereceye gelinceye kadar ağlardı. Allah’ın rahmeti anıldığında ise kendine gelirdi.
Hasan Basrî k.s. şöyle demiştir: “Ölümden sakınmayan ve ölüm için üzülmeyen akıllı bir kimse görmedim.”
Ömer b. Abdülaziz rh.a. bir alime “Bana nasihat et!” dediğinde, o zat:
– Sen ilk ölecek halife değilsin, dedi. Ömer:
– Daha fazlasını söyle, deyince alim:
– Babandan Adem a.s.’a varıncaya kadar dedelerinden ölümü tatmayan hiç kimse yok. Senin sıran da geldi, dedi.
Bunun üzerine Ömer hüngür hüngür ağladı.
Rebî b. Hayseme rh.a. evinde bir mezar kazmıştı. Her gün o mezara birkaç defa girer yatardı. Bu şekilde ölümü anmaya devam etti. Derdi ki: “Eğer ölümün zikri kalbimden bir saat ayrılırsa, kalbim fesada uğrar.”
Mutarrıf b. Abdullah rh.a. dedi ki: “Muhakkak bu ölüm, nimet ehline nimeti bulandırmıştır. Bu bakımdan içinde ölüm olmayan bir nimet arayınız!”
0 yorum:
Yorum Gönder